Turkish - English
Definition of pamuklu in Turkish English dictionary
- cotton
I clean my ears using cotton swabs.
-Pamuklu çubuklar kullanarak kulaklarımı temizlerim.
I am going to buy a dozen white cotton handkerchiefs.
-Bir düzine pamuklu beyaz mendil alacağım.
- cotton, made of cotton
- cottony
- cotton, made of cotton; cotton cloth
- quilted jacket
- calico
- swaddling cloth
- cotton cloth, cotton
- cotton cloth
- cotton velvet
- made of cotton
- pamuk
- cotton
Someday I will buy a cotton candy machine.
-Bir gün bir pamuk şekeri makinesi satın alacağım.
I prefer a cotton blouse.
-Ben bir pamuk bluz tercih ederim.
- pamuklu atlas
- sateen
- pamuklu bez
- calico
- pamuklu dokuma
- cotton
- pamuklu dokuma fabrikası
- cotton mill
- pamuklu emprime
- cotton print
- pamuklu ince kumaş
- cambric
- pamuklu ipek ipliği
- spun silk
- pamuklu kaba kumaş
- dungaree
- pamuklu kadife
- fustian
- pamuklu kadife
- moleskin
- pamuklu kadife
- velveteen
- pamuklu kadife
- cotton velvet, velveteen
- pamuklu kadife pantolon
- moleskins
- pamuklu kadifeden pantalon
- velveteens
- pamuklu kumaş
- cotton cloth, cotton fabric
- pamuklu çubuk
- cotton bud
- eskiden dokunan bir tür kalın ve pamuklu bez
- thick and a type of woven cotton cloth used to
- pamuk
- cotton on
- flanel taklidi pamuklu kumaş
- flannelette
- flanel taklidi pamuklu kumaş
- flannelet
- ince pamuklu
- broadcloth
- ince pamuklu bez
- jaconet
- kaba pamuklu kumaş
- drill
- kaba pamuklu kumaş
- denim
- kaba pamuklu tulum
- dungarees
- kabartmalı pamuklu bez
- dimity
- kalın pamuklu bir kumaş
- Marseille
- kalın pamuklu kumaş
- cretonne
- pamuk
- cotton plant
- pamuk
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: ebegümecigiller,hubbaziye) cotton
- pamuk
- cottony
- pamuk
- cotton; cottonwool
- perdelik pamuklu kumaş
- (Teknik,Tekstil) casement
- perdelik pamuklu kumaş
- monk's cloth
- saten taklidi pamuklu kumaş
- sateen
- çirişli pamuklu bez
- buckram
- çizgili pamuklu kumaş
- gingham
- çubuklu pamuklu kumaş
- madras
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of pamuklu in Turkish Turkish dictionary
- Yüzüyle astarı arasına pamuk yayılarak dikilen hırka
- Pamuk ipliği veya başka iplikler karıştırılarak dokunmuş: "Üstünde pamuklu Şam hırkası, daha üstünde yorganlar ve battaniyeler vardı."- A. Ş. Hisar
- Pamuk ipliği veya başka iplikler karıştırılarak dokunmuş
- pamuk
- Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı
- pamuk
- Gossypium olarak tanımlanan,Ebegümecigillerden,koza biçimindeki meyvesi üç,dört,beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi
- Pamuk
- (Osmanlı Dönemi) TUVT
- Pamuk
- kokon
- pamuk
- Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri
- Pamuk
- (Osmanlı Dönemi) UTUB
- Pamuk
- (Osmanlı Dönemi) HIRFU'
- Pamuk
- (Osmanlı Dönemi) BİRS
- pamuk
- İşlenmiş pamuk
- pamuk
- Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi (Gossypium)
- pamuk
- Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı. İşlenmiş pamuk. İşlenmiş pamuktan yapılmış
- pamuk
- Ebegümecigiller (Malvaceae) familyasından anavatanı Hindistan olan kültürü yapılan bir bitki türü
- pamuk
- Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi
- pamuk
- Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri, hav
- pamuk
- İşlenmiş pamuktan yapılmış