outside; in the open air

listen to the pronunciation of outside; in the open air
English - Turkish

Definition of outside; in the open air in English Turkish dictionary

Related Terms

outdoors
dışarıya

Herkes dışarıya koştu. - Everyone rushed outdoors.

Dışarıya çıkmadan önce güneş kremi sürün. - Apply sunscreen before you go outdoors.

in the open
(Konuşma Dili) bilinen
in the open
sermek
in the open
yaymak
outdoors
dışarısı
outdoors
açık havada

Gençken açık havada olmayı severdim. - I loved being outdoors when I was younger.

Tom açık havada olmayı sevdi. - Tom loved being outdoors.

outdoors
açık hava

Gençken açık havada olmayı severdim. - I loved being outdoors when I was younger.

Tom açık havayı çok seviyor. - Tom loves being outdoors.

in the open
açık havada

Açık havada iyi zaman geçirdik. - We had a good time in the open air.

Bizim açık havada bir partimiz vardı. - We had a party in the open.

in the open
açmak; açılmak
in the open
açığa vurmak
in the open
başlamak; başlatmak
in the open
açıkta

Polis Danı açıkta izledi. - Police followed Dan in the open.

in the open
(deyim) (out) in the open acikta,meydanda,gizli degil
in the open
açık havada. f
outdoors
dışarıda

Bugün, dışarıda uyumak zorundayız. - Today, we have to sleep outdoors.

Tom dışarıda çok oynamaz. - Tom doesn't play outdoors much.

outdoors
dışarıda, açık havada. i. açık hava
English - English
outdoors