WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.
- WHO stands for World Health Organization.
Terör örgütlerinden nefret ediyorum.
- I hate terrorist organizations.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Organizasyon başarısız oldu.
- The organization failed.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He is playing an important role in our organization.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
- The small company was taken over by a large organization.
Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
- Have you heard anything about the organization?
Organizasyon ne tür araştırma yapar?
- What kind of research does the organization do?
Onun dünya görüşünü gerçekleştirmesine yardımcı olmak için bu kar amacı gütmeyen organizasyonun bir parçasını aldı.
- He took part of this non-profit organisation to help make his vision of the world become reality.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çok önemli bir organizasyondur.
- The United Nations Security Council is a very important organisation.
Mafya bir tip suç örgütüdür.
- Mafia is a type of criminal organisation.
Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?
- How can you contribute to our organisation?
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- We dissected a frog to examine its internal organs.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
- I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
O bu organizasyonun bir üyesidir.
- She's a member of this organization.
Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.
- Tom was named the head of the organization after the director retired.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- She is playing an important role in our organization.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Terör örgütlerinden nefret ediyorum.
- I hate terrorist organizations.
The organization of the book is as follows.
This painting shows little organization at first glance, but little by little the structure becomes clear.
If you want to be part of this organization, you have to follow its rules.
Over time, the spontaneous movement had become an organization.
The Warsaw Treaty Organization claimed it needed to balance the 'threat' posed by NATO, thus justifying the Cold War arms race.
The China International Economic and Trade Arbitration Committee (CIETAC) has been designated by CNNIC as the dispute resolution organization .
If we're going to hide effectively, we've got to get rid of this front-organization mentality.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
The organization failed.
- Organizasyon başarısız oldu.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
What is the largest organ in the human body? The answer may surprise you.
- İnsan vücudundaki en büyük organ nedir? Cevap sizi şaşırtabilir.
The skin is the largest organ of the body.
- Deri, vücudun en büyük organıdır.
... uh... with a l a s and that's it's another organization and weekend i'm ...
... we are clear-eyed about Iran support for terrorist organization like Hezbollah ...