Zamanını düzenlemek zorundasın.
 - You have to organize your time.
Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
 - I have to organize my schedule before the end of the month.
İşleri sergi organize etmektir.
 - Their job is to organize exhibitions.
Dosyalarını organize etmek için hangi metodu kullanıyorsunuz?
 - What method do you use to organize your files?
O, bir yaz rock festivali düzenledi.
 - He organized a summer rock festival.
Tom Mary'den ona partiyi düzenlemesi için yardım etmesini rica etti.
 - Tom asked Mary to help him organize the party.
The festival was not well organised.
 - Festival iyi organize edilmemiş.
Tom organized his CDs by artist.
 - Tom CDlerini bir sanatçıyla organize etti.
Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
 - Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.