orantılılık

listen to the pronunciation of orantılılık
Turkish - English
(Hukuk) proportionality
proportionateness
orantılı
proportional

The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve. - Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

orantılılık ilkesi
(Hukuk) principle of proportionality
orantılı
commensurate

Tom got a job commensurate with his training and experience. - Tom eğitimi ve tecrübesi ile orantılı bir iş bulmuştu.

orantılı
proportionate

She has a proportionate figure. - O, orantılı bir figüre sahip.

The punishment should be proportionate to the crime. - Ceza suça orantılı olmalı.

orantılı
commensurable
orantılı
well proportioned
orantılı
scaled
orantılı
comparative
orantılı
(Matematik) proportional
orantılı
mean
orantılı
balanced, well-proportioned
orantılı
proportional; commensurate
Turkish - Turkish

Definition of orantılılık in Turkish Turkish dictionary

ORANTILI
Bir orantıyla ilgili olan, aralarında orantı bulunan, mütenasip: "Gazetecilik de, spor da o kitlelerin genel seviyesiyle doğrudan orantılıdır."- H. Taner
ORANTILI
Bir niceliğin iki, üç, ... kez çoğalması veya azalması başka bir niceliğin o nispette çoğalmasını veya azalmasını gerekli kılarsa "bu iki nicelik birbiriyle orantılıdır" denir
orantılı
Bir orantıyla ilgili olan, aralarında orantı bulunan, mütenasip
orantılılık
Favorites