Definition of oran%c4%b1nda in Turkish English dictionary
- oran
- ratio
The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
- Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
The channel has low signal-to-noise ratio.
- Kanal düşük sinyal-gürültü oranına sahip.
- oran
- (Hukuk) rate
At what rate did the illness spread?
- Hastalık ne oranda yayıldı.
The crime rate is decreasing in Canada.
- Kanada'da suç oranı düşüyor.
- oran
- proportion
With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
- Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.
The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
- İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- oran
- proportion; estimate; ratio, rate
- oran
- (Ticaret) margin
- oran
- incidence
- oran
- (Kanun) quorum
- oran
- (Bilgisayar) zoom
- oran
- magnification
- oran
- rating
- oran
- (Bilgisayar) zoom to
- oran
- (Tıp) rate ratio
- oran analızı
- ratio analysis
- oran dahilinde
- (Ticaret) prorata
- oran değiştir
- (Bilgisayar) change ratio
- oran testi
- (Matematik) ratio test
- oran üzerine
- (Ticaret) prorata
- ortalama oran
- (Ticaret) average rate
- oran
- relation
- oran
- rate , ratio
- oran
- percentage
The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell.
- Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.
The percentage of carbohydrates in animal cells is approximately 6 percent.
- Hayvan hücrelerindeki karbonhidrat oranı yaklaşık yüzde altıdır.
- oran
- proportion; ratio; rate
- oran
- measure
You can use a psychrometer to measure relative humidity.
- Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
As a measure to prevent another period of inflation, our government has jacked up interest rates.
- Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
- oran algılayıcı
- (Telekom) rate sensor
- oran azalma faktörü
- (Havacılık) derating factor
- oran detektörü
- ratio detector
- oran değişim birimi; uzaktan kumanda cihazı
- (Askeri) rate changes unit; remote control unit
- oran düzeni
- (Pisikoloji, Ruhbilim) ratio schedule
- oran kavramı
- sense of proportion
- oran kestirici
- (İstatistik) ratio estimator
- oran sayısı
- (Kimya) proportional number
- oran sezicisi
- (Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) ratio detector
- oran tahmin edici
- (İstatistik) ratio estimator
- oran tahmini
- (Bahis) morning line
- oran yasası
- (Fizik) definite proportions, law of
- oran yok
- (Bilgisayar) no rates
- oran ölçeği
- (Dilbilim,Pisikoloji, Ruhbilim) ratio scale
- indirimli oran
- reduced rate
- sabit oran
- (Ticaret) fixed rate
- sabit oran
- (Ticaret) peg
- sabit oran
- (Ticaret) flat rate
- taban oran
- (Ticaret) floor
- temel oran
- (Havacılık) base rate
- ters oran
- inverse proportion
- yüksek oran
- high rate
- örnek oran
- (Bilgisayar) sample rate
- armonik oran
- harmonic ratio
- artık oran
- (Kanun) surplus ratio
- bazal metabolik oran
- basal metabolic rate
- cari oran
- (Ticaret) working capital ratio
- cari oran
- current ratio
- disponibilite oran
- (Ticaret) cash ratio
- eksenel oran
- axial ratio
- geometrik oran
- (Geometri) geometrical proportion
- gerilme oran
- stress ratio
- kompleks oran
- (Matematik,Teknik) complex ratio
- kritik oran
- (Pisikoloji, Ruhbilim) critical ratio
- standart oran
- (Ticaret) standard rate
- ters oran
- inverse ratio
- uyumlu oran
- harmonic ratio
- yıllık oran
- (Ticaret) annual rate
- çapraz oran
- cross ratio