Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
 - I'm sorry, but I am opposed to this project.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
 - He's opposed to racial discrimination.
Sıkıntılı günlere karşı biraz para biriktirmelisiniz.
 - You should save some money against a rainy day.
Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir?
 - If God is with us, then who can be against us?
O, yasalara aykırıdır.
 - This is against the law.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
 - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
 - European currencies weakened against the dollar.
Yen dolar karşısında hâlâ düşük.
 - The yen is still low against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
 - You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Lincoln köleliğe karşı çıktı.
 - Lincoln opposed slavery.
Tom plana karşı çıktı.
 - Tom opposed the plan.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
 - Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Onun söylediğine karşıyım.
 - I'm opposed to what he said.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
 - We opposed his plan to build a new road.
... emit carbon into the atmosphere, as opposed to continuing to do so for free? I think what ...
... as opposed to maybe only one. ...