Tom yarın gece Mary'yi dışarı çıkarmak istiyor.
 - Tom wants to take Mary out tomorrow night.
Tom, köpeğini dışarı çıkarmak için kapıyı açtı.
 - Tom opened the door to let his dog out.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
 - Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
 - I'm going to go out this afternoon.
Tom dışarıdaki insanların sesini duyabildi.
 - Tom could hear the sound of people outside.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
 - I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Ev dahili ve harici temizlendi.
 - The house was cleaned inside and out.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
 - Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Ben dışarıya giderken yanımda bir şemsiye alırım.
 - I take an umbrella with me when I go out.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
 - Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
 - Most young adults enjoy going out at night.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
 - It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
Kim gelirse gelsin, ona dışarıda olduğumu söyle.
 - Whoever comes, tell him I'm out.
Fırından yeni çıkmış ekmeğin kokusunu seviyorum.
 - I like the smell of bread just out of the oven.
Artık sır açığa çıktı.
 - Now the secret is out.
İtalyanca konuşmada pek iyi değilim, ama bunun açığa çıkmasını istemiyorum.
 - I'm not very good at speaking Italian but I don't want it to get out into the open.