I don't approve of his decision.
 - Onun kararını onaylamıyorum.
Tom doesn't approve of the way Mary's been behaving.
 - Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.
Spain approved the treaty.
 - İspanya antlaşmayı onayladı.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
 - Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
I will call in order to confirm it.
 - Bunu onaylamak için arayacağım.
I'd like to confirm my reservation for the 30th.
 - 30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.
Please endorse this check.
 - Lütfen bu çeki onayla.
More than one hundred nations have approved the treaty.
 - Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.
He said the treaty must be approved as written.
 - O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.
Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation.
 - Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.
Tom's doubts have been confirmed.
 - Tom'un şüpheleri onaylandı.
The spokesman confirmed that the report was true.
 - Sözcü raporun doğru olduğunu onayladı.
Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.
 - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.
Tom corroborated Mary's story.
 - Tom Mary'nin hikayesini onayladı.