Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
 - This work is beyond my grasp.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
 - Some things in life are beyond our ability to control.
Tom onun ötesine gitti.
 - Tom went beyond that.
Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir.
 - Within the thermosphere, temperatures rise continually to well beyond 1,000 degrees C.
Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
 - My team has never advanced beyond the quarter-finals.
Hayatın gizemi insan anlayışının dışındadır.
 - The mystery of life is beyond human understanding.
O iyileşme şansı dışındadır.
 - He is beyond the chance of recovery.
Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.
 - They live beyond their means.
Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
 - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.