olumsuz

listen to the pronunciation of olumsuz
Turkish - English
unfavorable

It was an unfavorable day for baseball. - Bu beyzbol için olumsuz bir gündü.

He makes an unfavorable impression. - O, olumsuz bir izlenim bırakıyor.

negative

Don't be so negative. - Bu kadar olumsuz olma.

Tom reacted negatively. - Tom olumsuz tepki gösterdi.

{s} unfavourable

The decision was unfavourable to us. - Karar bizim için olumsuzdu.

damaging
deprecating
unfavourable [Brit.]
negatory
negative menfi, negatif
negative; not constructive, negatory
poorly
(someone) who has a negative outlook, who is a habitual naysayer
unfairable
olumsuz oy
nay
olumsuz aktarım
(Dilbilim) negative transfer
olumsuz alındı damgası
(Bilgisayar) nack
olumsuz alındı damgası
(Bilgisayar) negative acknowledge character
olumsuz alındı karakteri
(Bilgisayar) negative acknowledge character
olumsuz bir şey ima eden söz
innuendo
olumsuz duruma sokmak
(Politika, Siyaset) cause a disadvantage
olumsuz eleştiri
criticism

How do you deal with the negative criticism? - Olumsuz eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

olumsuz etki
(Tıp) adverse effect
olumsuz etki
(Dilbilim) halo effect
olumsuz etki
negative influence
olumsuz etkiler
negative impacts
olumsuz etkileyici
negative effector
olumsuz eylem
negative verb
olumsuz geribildirim
negative feedback
olumsuz imaj
(Turizm) negative image
olumsuz karar
no
olumsuz olarak
adversely
olumsuz oy veren kimse
no
olumsuz rapor
(Askeri) negative report
olumsuz sayı
(Bilgisayar) negative number
olumsuz sonuç vermek
backfire
olumsuz soru
(Dilbilim) negative question
olumsuz söz
negative
olumsuz tutum
negative attitude
olumsuz tümce
negative sentence
olumsuz yanıt
negative
olumsuz ölçek ekonomileri
(Ticaret) diseconomies of scale
olumsuz hava
inclement weather

Olumsuz hava koşulları nedeniyle okullar tatil edildi. - Due to inclement weather schools were cancelled.

Olumsuz VE geçidi
Nan gate
olumsuz adaptasyon
(Pisikoloji, Ruhbilim) negative adaptation
olumsuz adıl
(Dilbilim) negative pronoun
olumsuz alındı
(Askeri) negative acknowledgement
olumsuz alındı
(Bilgisayar,Teknik) negative acknowledge
olumsuz alındılama
negative acknowledgement
olumsuz bakmak
take a dim view of
olumsuz bağıntı
(Dilbilim) negative correlation
olumsuz bir duruma düşmek
be enmeshed in
olumsuz biçimde etkilenmiş
empoisoned
olumsuz cevap
negative

Tom replied in the negative. - Tom olumsuz cevap verdi.

olumsuz cevap
refusal
olumsuz cevap almak
be met by refusal
olumsuz cevap vermek
negative
olumsuz cevap vermek
give a negative answer
olumsuz ceza
(Pisikoloji, Ruhbilim) negative punishment
olumsuz değişim
adverse change
olumsuz duruma sokmak
(Hukuk) to cause a disadvantage
olumsuz düşünce
negative thought
olumsuz eki
(Dilbilim) negative particle
olumsuz etki düzeyi
(Tıp) adverse effect level
olumsuz etki yasası
(Pisikoloji, Ruhbilim) negative law of effect
olumsuz eylem gram
negative verb
olumsuz eşdeşleme
(Dilbilim) negative correlation
olumsuz fark
(Ticaret) unfavorable variance
olumsuz görüş
(Politika, Siyaset) adverse opinion
olumsuz hacim farkı
(Ticaret) unabsorbed overhead
olumsuz hacim farkı
(Ticaret) unfavourable volume variance
olumsuz hacim farkı
(Ticaret) negative volume variance
olumsuz intifak
(Ticaret) negative easement
olumsuz ipotek şartı
(Ticaret) negative mortgage clause
olumsuz izlenim bırakmak
leave a negative impression
olumsuz izlenim uyandırmak
create a negative impression
olumsuz izlenim uyandırmak
leave a negative impression
olumsuz kanıt
negative evidence
olumsuz kapasite farkı
(Ticaret) negative volume variance
olumsuz kaydırma
negative shift
olumsuz kimse
negator
olumsuz menşe şahadetnamasi
(Ticaret) negative certificate of origin
olumsuz mesaj
negative message
olumsuz olaylar
adverse events
olumsuz oy
(Politika, Siyaset) dissentive vote
olumsuz pekişim
(Denizbilim) negative cooperativity
olumsuz pekişme
(Biyokimya) negative cooperativity
olumsuz rapor
nil report
olumsuz senaryo
negative scenario
olumsuz sonralık
(Pisikoloji, Ruhbilim) negative recency
olumsuz sonuç
adverse outcome
olumsuz talep
(Ticaret) negative demand
olumsuz tepki
negative reaction
olumsuz ticari denge
(Ticaret) adverse trade balance
olumsuz tümce gram
negative sentence
olumsuz vakalar
adverse events
olumsuz varyans
(Ticaret) unfavorable variance
olumsuz yaklaşmak
take a dim view of
olumsuz yaptırım
negative sanction
olumsuz yaşantı raporu
(Pisikoloji, Ruhbilim) adverse experience report
olumsuz yönde
negatively
olumsuz özellik yanlılığı
(Pisikoloji, Ruhbilim) trait negativity bias
olumsuz şart
negative condition
olumsuz şart
awful condition
olumsuz şart
adverse condition
olumsuz şart
freak (weather) condition
olumsuz şart
dreadful condition
olumsuz şekle çeviren
privative
Olumsuz etki
(Ekonomi) negative effect
olumsuz etki
adverse impact
olumsuz etkilemek
negatively affect
ben de (olumsuz)
not myself either
ben de (olumsuz)
me neither
elektromanyetik radyasyonun olumsuz etkileri; elektromanyetik radyasyonun ordu d
(Askeri) electromagnetic radiation hazards; hazards of electromagnetic radiation to ordnance
elektromanyetik radyasyonun personele olumsuz etkileri
(Askeri) hazards of electromagnetic radiation to personnel
elektromanyetik radyasyonun yakıta olan olumsuz etkileri
(Askeri) hazards of electromagnetic radiation to fuel
ikili olumsuz
(Dilbilim) double negative
maddi olumsuz etki
(Ticaret) material adverse effect
önemli olumsuz etkiler
(Hukuk) significant negative impacts, effects
Turkish - Turkish
Yapıcı ve yararlı olmayan, hiçbir sonuca ulaşmayan, menfi, negatif
Davranışları beğenilmeyen, yıkıcı düşünceleri olan, zararlı, menfi: "İnsan içinde olumsuz duyguların oluşmasını önlemeli."- H. Taner
Davranışları beğenilmeyen, yıkıcı düşünceleri olan, zararlı, menfi
Bir şeyi inkâr eden, inkâr veya ret özelliği taşıyan
(Hukuk) NEGATİF

Bence küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkileri de var. - Küreselleşmenin olumlu olduğu kadar olumsuz etkilerinin de olduğunu düşünüyorum.

Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum. - Küreselleşmenin olumlu olduğu kadar olumsuz etkilerinin de olduğunu düşünüyorum.

menfi
olumsuz cümle
Yüklemi olumsuzluk kavramı veren cümle: Çocuk hasta değilmiş. Parası yok. Gelmezseniz biz de gitmeyiz gibi
olumsuz eylem
bakınız: olumsuz fiil
olumsuz fiil
Olumsuzluk kavramı veren fiil, Türkçede -ma, -me olumsuzluk eki alan fiil: Söylememeliydi, hastalanmaz, gelmeyince, yorgun değildir gibi
olumsuz tümce
bakınız: olumsuz cümle
olumsuz
Favorites