Turkish - English
Definition of oluşum in Turkish English dictionary
- formation
Bread allowed the formation of early human societies.
-Ekmek, erken insan toplumlarının oluşumuna olanak sağladı.
The formation and movement of hurricanes are capricious, even with our present-day technology.
-Günümüz teknolojisiyle bile kasırgaların oluşum ve hareketleri kaprislidir.
- creation
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
-Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
- Genesis
- (Hukuk) composition
- formation, constitution
- nascency
- formation, forming
- generation
- development
- (Kanun,Ticaret) evolution
- (Bilgisayar) instance
- process
- constitution
- texture
- organism
- occurrence
- oluşum aşamasında
- germinal
- oluşum ısısı
- heat of formation
- diri oluşum
- (Denizbilim) biogenesis
- kusurlu oluşum
- malformation
- sosyal oluşum
- social formation
- oluşumlar
- formations
- bitkilerin oluşum ve gelişimini inceleyen bilim
- phytogenesis
- ikincil oluşum
- (Biyoloji) secondary formation
- jeolojik oluşum
- geological formation
- karbonlu oluşum
- culm
- kupa şeklinde oluşum
- (Hayvan Bilim, Zooloji) acetabula
- spektral oluşum
- (Askeri) spectral composition
- verimsiz oluşum
- non-productive formation
- yumru şeklinde oluşum
- (Tıp) onion bulb formation
- öz oluşum
- (Biyoloji) autogenesis
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of oluşum in Turkish Turkish dictionary
- Oluşma işi, teşekkül, teşkil
- Biçimlenme süreci
- Katman, kütle, gök cismi vb.nde biçimlenme süreci
- Teşekkül
- Oluşmak işi, teşekkül, teşkil
- teşkil
- yapılanma
- sosyal oluşum
- Zaman içinde insanların oluşturduğu toplumla ilgili sosyal değişim
- ön oluşum
- bakınız: ön oluş
Related Terms
oluşum
Hyphenation
o·lu·şumPronunciation
Resimler
History
Favorites