Turkish - English
Definition of oltan in Turkish English dictionary
- of fishing
- olta
- {i} fishing line
The fisherman cast the fishing line into the water.
-Balıkçı oltayı suya fırlattı.
- olta
- fishing rod
There’s a new long fishing rod in the shop.
-Mağazada yeni bir uzun balık oltası var.
Tom always keeps a fishing rod in his car.
-Tom her zaman arabasında bir olta tutar.
- olta
- line
Tom threw his line in and waited for the fish to bite.
-Tom oltasını fırlattı ve balıkların ısırmasını bekledi.
The fisherman cast the fishing line into the water.
-Balıkçı oltayı suya fırlattı.
- olta
- (Spor) ligne
- olta
- angle
- olta
- (sinek takılı) fly rod
- olta
- fishhook
- olta
- barb
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of oltan in Turkish Turkish dictionary
- Ayakkabının yere basan veya iç tarafına dikilen parça
- Eskiyen ayakkabı ve yemeni altına vurulan pence
- olta
- Hile, düzen, oyun, yem
- olta
- Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütününe verilen ad
- olta
- Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik: "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı."- T. Buğra
- olta
- Hile, düzen, oyun, yem: "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi."- T. Buğra
- olta
- Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik