O, çalınan cüzdanını kurtardı.
- He recovered his stolen wallet.
O, onun çalınan bisikletiydi.
- It was his bicycle that was stolen.
Tom Mary'ye çalınmış bir kemanı satmayı önerdi.
- Tom offered to sell Mary a stolen violin.
Tom çalınmış gitarı yatağının altına sakladı.
- Tom hid the stolen guitar under his bed.
Onlar onu bisikleti çalmakla suçladı.
- They accused her of having stolen the bike.
O beni onun saatini çalmakla suçladı.
- He accused me of having stolen his watch.
Dün gece bisikletimi çaldırdım.
- I had my bicycle stolen last night.
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
Dün gece arabam çalındı.
- I had my car stolen last night.
Dün gece bisikletimi çaldırdım.
- I had my bicycle stolen last night.
... If you could steal a song from all of music history, and ...