of place, unfrequented by people; desolate

listen to the pronunciation of of place, unfrequented by people; desolate
English - Turkish

Definition of of place, unfrequented by people; desolate in English Turkish dictionary

lonely
{s} yalnız

Yalnız bir hayat yaşadı. - She lived a lonely life.

Diğer öğrenciler onunla konuşmadığından dolayı Mary yalnızdı. - Mary was lonely because the other students didn't talk to her.

lonely
{s} yalnız (kimse)
lonely
{s} yapayalnız

O burada yapayalnız olmayacak. - It won't be lonely here.

Hiç yapayalnız kaldın m? - Do you ever get lonely?

lonely
terkedilmiş
lonely
yalnız ve mutsuz

Tom yalnız ve mutsuz. - Tom is lonely and unhappy.

lonely
ıssız

Tom olmadan burası çok ıssız olacak. - It's going to be very lonely here without Tom.

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor. - He lives in this lonely place by himself.

lonely
ıssız/yalnız
lonely
sıkıntı verici
lonely
{s} ıssız, tenha
lonely
kimsesizlik
lonely
yalnızlıktan ruhu sıkılmış
lonely
kimsesiz
lonely
lonelinessyalnızlık
English - English
lonely
of place, unfrequented by people; desolate
Favorites