Yapısal olarak iyi durumda.
 - Structurally it's in good shape.
Chomsky bir yapısal dil bilimcidir.
 - Chomsky is a structural linguist.
Bu bina yapısal olarak sağlam değil.
 - This building is not structurally sound.
Esperanto sadece nominal olarak değil aynı zamanda yapısal olarak da uluslararası bir dildir.
 - Esperanto is not only nominally but also structurally an international language.