Kadınlar bir azınlık değildir.
 - Women are not a minority.
Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
 - The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
Dan ufak yaralarla kurtuldu.
 - Dan survived with minor injuries.
Sergi ufak bir skandala neden oldu.
 - The exhibition caused a minor scandal.
Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
 - It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
 - I was given a minor share of my father's wealth.
Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz.
 - You're under arrest for endangering the welfare of a minor.
Reşit olmayanlar buraya giremez.
 - Minors can't come in here.