English - Turkish
Definition of of high birth or social position; aristocratic or patrician in English Turkish dictionary
- elite
- elit
Geleceğimiz küçük bir elitin iyi niyetine bağlıdır.
-Our future depends on the goodwill of a small elite.
Elit askerler en özel kuvvetlerden daha fazla eğitilir.
-Elite soldiers are trained even harder than most special forces.
- elite
- {i} seçkinler
Seçkinlerin temsilcileri geçmişin kategorilerine göre düşünmeye devam ediyorlar.
-The representatives of the elite continue to think according to the categories of the past.
Sen şimdi seçkinlerin arasındasın.
-You are now among the elite.
- elite
- {i} elit tabaka
- elite
- seçkin kişiler
- elite
- seçkin sınıf
- elite
- seçkin
Sen şimdi seçkinlerin arasındasın.
-You are now among the elite.
Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.
-Fight back against the oppression of the ruling elite.
- elite
- {i} seçme kısım
- elite
- ufak boy harfleri olan
- elite
- seçkin kimseler
- elite
- seçkin tabaka
- elite
- belirli bir sosyal sınıfın en seçkin kısmı
Related Terms
English - English
Definition of of high birth or social position; aristocratic or patrician in English English dictionary
- elite
of high birth or social position; aristocratic or patrician
Hyphenation
of high birth or so·cial position; a·ris·to·cra·tic or pa·tri·cianPronunciation
Resimler
Favorites