Onun arabasının güzel bir cilası var.
 - Her car has a nice polish.
Yanında iki kutu bedava ayakkabı cilası ile birlikte onlar sadece 50 dolar.
 - They're only $50 with two cans of shoe polish free of charge.
Arı Maya bir Polonya çizgi filmi değil, bunu biliyor musun? Almanya'da yazılmış, Japonya'da canlandırılmış ve Polonya diline tercüme edilmiştir.
 - Maya the Bee isn't a Polish cartoon, you know that? It was written in Germany, animated in Japan, and was translated into the Polish language.
Polonya'ya Polonya dilinde Polska denilir.
 - Poland is called Polska in Polish.
Derdimi anlatabilecek kadar Lehçe konuşurum.
 - I speak a little Polish, just enough to make myself understood.
Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
 - Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
Hem Polonyalı hem de Norveçliyim, bu yüzden seçemem.
 - I'm both Polish and Norwegian, so I can't choose.
Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.
 - In fact, Marie Curie is Polish, not French.
Tom ayakkabılarını parlatmamı istedi.
 - Tom asked me to polish his shoes.
Bir kirpiyi parlatmanın yolu yok.
 - There's no way to polish a hedgehog.
Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.
 - You should polish your shoes before you go to the party.
Tom ayakkabılarını cilalamak istedi.
 - Tom wanted to polish his shoes.
Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.
 - In fact, Marie Curie is Polish, not French.
Polonyalı bir bayanla evlendim.
 - I am married to a Polish woman.