occurring rarely; adapted for a special occasion

listen to the pronunciation of occurring rarely; adapted for a special occasion
English - Turkish

Definition of occurring rarely; adapted for a special occasion in English Turkish dictionary

holiday
tatil

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır. - Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.

Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı. - He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.

holiday
{i} tatil günü; tatil
holiday
{i} bayram günü; yortu günü
holiday
Iegal holiday resmi tatil günü
holiday
Roman holiday katılanların zaranna olan eğlence
holiday
tatil yap

O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti. - She talked her husband into having a holiday in France.

O, ona uzun bir tatil yapmasını tavsiye etti. - She advised him to take a long holiday.

holiday
{i} dini bayram
holiday
{i} yortu
holiday
holiday clothes bayramlık elbise
holiday
{i} izin

Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim. - I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday.

Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez. - Circumstances do not permit me such a holiday.

holiday
(Askeri) BİR SAHANIN GÖRÜNTÜ KAPLAMASINDA KASITSIZ OLARAK BIRAKILAN BOŞLUK: Bak. "gap (imagery) "
holiday
(Ticaret) genel tatil
holiday
dinlence
holiday
tatil yapmak

O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti. - She talked her husband into having a holiday in France.

holiday
tatile çıkmak
holiday
bayramlık
holiday
(isim) tatil, bayram, izin, yortu, dini bayram
English - English
holiday
occurring rarely; adapted for a special occasion
Favorites