Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
 - My elder brother finished his homework very quickly.
O, elleriyle hızlıdır.
 - He's quick with his hands.
Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.
 - I'll finish it as quickly as I can.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
 - I need it as quickly as possible.
Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.
 - We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly.
Çocuk çabucak öğreniyor.
 - The child is learning quickly.
Tom kıvrak zekalı, değil mi?
 - Tom is quick-witted, isn't he?
O kıvrak zekalı bir adam.
 - He is a quick-witted man.
That was a quick meal.