obsessive dislike accompanied by restraint and character

English - Turkish

Definition of obsessive dislike accompanied by restraint and character in English Turkish dictionary

Related Terms

hate

nefret etmek

Kimse benim ülkemden nefret etmek istemez. - Nobody wants to hate my country.

Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir. - To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.

hate

{i} nefret

Ondan nefret etmemin nedeni bu. - This is why I hate him.

Bazıları tartışmaktan nefret ederler. - Some people hate to argue.

hate

nefret duymak

hate

{i} kin

hate

{f} nefret et

Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti. - Fred went so far as to say that he had hated me.

Ondan nefret etmemin nedeni bu. - This is why I hate him.

hate

beğenmemek

hate

hoşlanmamak

hate

{f} sevmemek

hate

bir kimseye düşman olmak

hate

{i} iğrenme

hate

{f} kin beslemek

hate

{f} istememek

hate

{f} iğrenmek

English - English

Definition of obsessive dislike accompanied by restraint and character in English English dictionary

hate

Hyphenation

ob·ses·sive dis·like ac·com·pa·nied by re·straint and char·ac·ter

Turkish pronunciation

ıbsesîv dîslayk ıkʌmpınid bay ristreynt ınd kerîktır

Pronunciation

/əbˈsesəv dəsˈlīk əˈkəmpənēd ˈbī rēˈstrānt ənd ˈkerəktər/ /əbˈsɛsɪv dɪsˈlaɪk əˈkʌmpəniːd ˈbaɪ riːˈstreɪnt ənd ˈkɛrɪktɜr/