İngilizcede dikkate değer bir ilerleme kaydetti.
 - He has made remarkable progress in English.
Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm.
 - I've seen Tom do some pretty remarkable things.
Tom dikkat çekici bir kişi.
 - Tom is a remarkable person.
Bazı dikkat çekici sonuçlar elde ettik.
 - We've had some remarkable results.
Burada olağanüstü şeyler yaptın, Tom.
 - You've done remarkable things here, Tom.
Onun müziğe olağanüstü bir yeteneği var.
 - He has a remarkable aptitude for music.
Onun çok dikkat çekici olduğunu düşündüm.
 - I thought that was remarkable.
Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.
 - On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden.
Fevkalade bir iş yaptın.
 - You've done a remarkable job.
Tom fevkalade genç bir adam.
 - Tom is a remarkable young man.
Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.
 - Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.
O son günlerde İngilizcede kayda değer ilerleme yaptı.
 - She has recently made remarkable progress in English.