not like; dissimilar; diverse; having no resemblance; as, the cases are unlike

listen to the pronunciation of not like; dissimilar; diverse; having no resemblance; as, the cases are unlike
English - Turkish

Definition of not like; dissimilar; diverse; having no resemblance; as, the cases are unlike in English Turkish dictionary

unlike
aksine

Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar. - My companions were watching me in silence and, unlike other times when my wonder had made them laugh, they remained serious.

Onun aksine sen gayretlisin. - Unlike her, you are diligent.

unlike
-den farklı
unlike
{s} birbirine benzemeyen, farklı. edat -den farklı olarak: This painting is unlike her others. Bu resim onun diğer resimlerinden farklı. His
unlike
-den farklı olarak
unlike
değişik
unlike
-e uymayan
unlike
-e benzemeyen
unlike
den farklı
unlike
farklı

Kız kardeşler oldukça farklıdır. - The sisters are quite unlike.

Bill kardeşinden tamamen farklıdır. - Bill is completely unlike his brother.

unlike
için olağandışı olan
unlike
{s} benzemez
unlike
{s} yakışmayan
unlike
unlikenessbenzemeyiş
unlike
birbirine benzemeyen
unlike
farklı olarak
English - English
unlike
not like; dissimilar; diverse; having no resemblance; as, the cases are unlike

    Hyphenation

    not like; dissimilar; diverse; ha·ving no resemblance; as, the cases are un·like

    Pronunciation

Favorites