English - Turkish
Definition of not differentiated in English Turkish dictionary
- uniform
- üniforma
O okul üniformaları kaldıracak.
-That school is going to do away with uniforms.
Okul kuralları öğrencilerin okul üniformaları giymelerini gerektiriyor.
-The school rules require students to wear school uniforms.
- uniform
- yeknesak
- uniform
- üniforma giydirmek
- uniform
- (Otomotiv) eşit dağılımlı
- uniform
- (Biyokimya) birbiçim
- uniform
- yeknesaklaştırmak
- uniform
- bir kararda
- uniform
- tek biçimli
- uniform
- düzenli
Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.
-The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.
- uniform
- aynı
Öğrencilerin hepsi aynı üniformayı giymek zorundadırlar.
-All of the students have to wear the same uniform.
Adam arabasını aynı hızda sürdü.
-The man drove his car at a uniform speed.
- undifferentiated
- Farklılaşmamış, farklılaştırılmamış
- uniform
- (Mühendislik) düzgün, tek biçimli
- undifferentiated
- (Tıp) Farklılaşmış
- undifferentiated
- {s} ayırt edilmemiş
- undifferentiated
- {s} farklılaşmamış
- uniform
- {s} değişmeyen
- uniform
- düzenli,tekdüze
- uniform
- birörnek, tekbiçimli, tekşekilli, aynı: All the boxes are of a uniform size, shape and weight. Bütün kutuların boyu, biçimi ve ağırlığı
- uniform
- {s} bir örnek
Related Terms
English - English
Definition of not differentiated in English English dictionary
- {s} undifferentiated
- uniform
not differentiated
Hyphenation
not dif·fer·en·ti·a·tedTurkish pronunciation
nät dîfırenşieytıdPronunciation
/ˈnät ˌdəfərˈensʜēˌātəd/ /ˈnɑːt ˌdɪfɜrˈɛnʃiːˌeɪtəd/
Resimler
History
Favorites