English - Turkish
Definition of not allowing or affording rest in English Turkish dictionary
- restless
- hiç durmayan
- restless
- huylanmak
- restless
- hareketli
Bu çocuklar her zaman hareketlidirler.
-These kids are always restless.
- restless
- kıpır kıpır
- restless
- uykusuz
- restless
- (Tıp) Durmaksızın hareket eden, huzursuz
- restless
- rahatsız/hareketli
- restless
- {s} dalgalı
- restless
- {s} huzursuz, rahatsız
- restless
- {s} tez canlı
Çocuklar genellikle sabırsız ve tez canlı.
-Children are often impatient and restless.
Sen neden her zaman tez canlısın?
-Why are you always so restless?
- restless
- {s} kararsız
- restless
- {s} uykusuz (gece)
- restless
- vesvessli
- restless
- {s} huzursuz
Ben huzursuz bacak sendromundan muzdaribim.
-I suffer from restless leg syndrome.
Tom sabırsız ve huzursuzdu.
-Tom was impatient and restless.
- restless
- {s} vesveseli
- restless
- {s} kıpırdak
- restless
- dinmeyen
- restless
- (sıfat) kıpır kıpır, yerinde duramayan, tez canlı, huzursuz, vesveseli, hareketli, dalgalı, kararsız
Related Terms
English - English
Definition of not allowing or affording rest in English English dictionary
- restless
not allowing or affording rest
Turkish pronunciation
nät ılauîng ır ıfôrdîng restPronunciation
/ˈnät əˈlouəɴɢ ər əˈfôrdəɴɢ ˈrest/ /ˈnɑːt əˈlaʊɪŋ ɜr əˈfɔːrdɪŋ ˈrɛst/
Resimler
History
Favorites