En yakın kayıp eşya bürosu nerede?
- Where is the nearest lost and found?
Onlar onu kayıp kabul ettiler.
- They gave him up for lost.
Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
- I am afraid that you will get lost.
Tom kaybolmuş gibi görünüyor.
- Tom seems to be lost.
Seçimin kaybedildiğine inanmadı.
- He did not believe the election was lost.
Aslında ne kadar para kaybedildi?
- How much money was actually lost?
Tom biraz dalgın görünüyor.
- Tom looks a little lost.
Tom kaybolmuş ve şaşırmış gibi görünüyor.
- Tom looks lost and confused.