no longer perceptible, gone, perished

listen to the pronunciation of no longer perceptible, gone, perished
Englisch - Türkisch

Definition von no longer perceptible, gone, perished im Englisch Türkisch wörterbuch

lost
kayıp

Onlar onu kayıp kabul ettiler. - They gave him up for lost.

Sana kayıp yüzüğünü bulacağım. - I will find you your lost ring.

lost
{s} kaybolmuş

O, kaybolmuş ve rahatsız hissetti. - He felt lost and uncomfortable.

Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum. - I am afraid that you will get lost.

lost
zayi olmak
lost
(Bilgisayar) kaybedildi

Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi. - The army chief reported that the war was lost.

Seçimin kaybedildiğine inanmadı. - He did not believe the election was lost.

lost
kaybettirmek
lost
araya gitmek
lost
boşa gitmiş
lost
değerlendirilmemiş
lost
kaçırılmış
lost
kaybolmuş, kayıp, yitik, kaybedilmiş
lost
{s} dalgın

Tom biraz dalgın görünüyor. - Tom looks a little lost.

lost
{s} mahvolmuş
lost
yolunu şaşırmış, kaybolmuş
lost
boşa gitmiş (zaman)
lost
{s} şaşırmış

Tom kaybolmuş ve şaşırmış gibi görünüyor. - Tom looks lost and confused.

lost
lost cause kaybedilmiş dava
lost
{s} kendini kaybetmiş
lost
duygusunu kaybetmiş
lost
yolunu şaşırmış
Englisch - Englisch
{a} lost
no longer perceptible, gone, perished
Favoriten