nitelikli

listen to the pronunciation of nitelikli
Turkish - English
qualified

Tom is qualified to be a heart surgeon. - Tom bir kalp cerrahı olmak için niteliklidir.

It will take her at least two years to be qualified for that post. - Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.

qualitative
qualitatively
having the quality
eligible
skilled (worker)
of high quality, of superior quality
of (a certain) quality: üstün nitelikli of superior quality
qualified, having the quality
sufficient
nitelik
quality

Quality is more important than quantity. - Nitelik, nicelikten önemlidir.

Quality, not quantity. - Nicelik değil, nitelik.

nitelik
qualification

What are your qualifications? - Senin niteliklerin nedir?

What are their qualifications? - Onların nitelikleri nedir?

nitelikli dolandırıcılık
(Kanun) aggravated fraud
nitelikli işgücü
skilled labour
nitelikli işgücü
(Ticaret) skilled labor
nitelikli personel
qualified personnel
nitelikli sanayi bölgesi
(Ticaret) qualified industrial zone
nitelikli suç
(Kanun) major crime
nitelikli çoğunluk
(Ticaret) super majority
nitelikli çoğunluk
Quailified majority
nitelikli değerlendiriciler
(Politika, Siyaset) high quality evaluators
nitelikli insan
competent person
nitelikli insan
qualified person
nitelikli insan gücü
(Ticaret) qualified work force
nitelikli işçi
semi-skilled worker
nitelikli mali suçlar
advanced financial crimes
nitelikli olmayan
noneligible
nitelikli çoğunluk oylaması
qualified majority voting
nitelik
property
nitelik
kind
nitelik
attribute

Out of all the attributes of the gods, the one I find most pitiable is their inability to commit suicide. - Tanrıların tüm niteliklerinden acınacak bulduğum, onların intihar etme yeteneksizlikleridir.

He had all the attributes of a leader. - Bir liderin bütün niteliklerine sahipti.

nitelik
quality; feature, character; attribute
nitelik
{i} essence
nitelik
(Kanun) impair
nitelik
point
nitelik
feature
nitelik
plate-mark
nitelik
characteristics
nitelik
eligibility
nitelik
ring
nitelik
legibility
düşük nitelikli
poor quality, poor
mali nitelikli gümrük vergileri
(Hukuk) customs duties of a fiscal nature
nitelik
quality; attribute, characteristic
nitelik
qualitative
nitelik
stamp
nitelik
(Hukuk) qualification, quality
nitelik
characteristic
nitelik
plate mark
nitelik
character
nitelik
composition
nitelik
hallmark
nitelik
attribution
nitelik
qualifications
nitelik
quiddity
nitelik
makings
seçkin nitelikli
choice quality
son derece nitelikli
well-qualified
ticari nitelikli devlet tekelleri
(Hukuk) state monopolies of commercial character
yüksek nitelikli
high-quality
üstün nitelikli
de luxe
üstün nitelikli
high-grade, superior
Turkish - Turkish
Bir şeye ayırt edici özellik veren, vasıflı
Bir şeye nitelik bakımından üstünlük kazandıran, kaliteli
kaliteli
nitelikli işçi
İstenilen nitelikleri taşıyan, iyi yetişmiş, usta işçi, kalifiye işçi, vasıflı işçi
Nitelik
keyfiyet
Nitelik
renk
Nitelik
(Hukuk) VASIF
nitelik
Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet: "Niteliğini kestiremediği müzmin iştahsızlıktan yorgun düşmüş."- A. İlhan
nitelik
Kalite
nitelik
Bir şeyin iyi veya kötü oluşu, kalite
nitelik
Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf
nitelik
Sayısal olmadan belirtilen özellik
nitelik
Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü, ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçebilen özellik, keyfiyet
nitelik
Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet
nitelik
Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite
nitelikli
Favorites