Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
- Life never ends but earthly life does.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Tom ve ben can kurtaranız.
- Tom and I are lifeguards.
Ülkesi için canından vazgeçti.
- He gave up his life for his country.
Bu bir ömür boyu şanstır.
- This is the chance of a lifetime.
Bilirsin çok şanslısın! Böyle bir şey bir ömür boyu sadece bir kez olur.
- You're very lucky you know! A such thing happen only once in a lifetime.
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
- She soon adjusted to his way of life.
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
- The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
Gezegenimizdeki canlıların çeşitliliğine hayranım.
- I just admire the diversity of life on our planet.
Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.
- The doll was surprisingly lifelike.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.