narince

listen to the pronunciation of narince
Turkish - English
by delicate
tenuously
narin
delicate

The spider spun her delicate web in the garden. - Örümcek bahçede narin ağını ördü.

He was a weak and delicate child. - Cılız ve narin bir çocuktu.

narin
slim

Young girls' desire for slim figures is strong. - Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.

narin
fragile

His paper plane was fragile. - Onun kağıt uçağı narindi.

These cardboard boxes are fragile. - Bu karton kutular narindir.

narin
{s} frail

The elderly woman was frail but feisty. - Yaşlı kadın narin ama alıngandı.

narin
{s} fine
narin
brittle
narin
(Tıp) naris
narin
gracile
narin
slender
narin
willowy
narin
sensitive
narin
petite
narin
tenuous
narin
(person) of delicate build, slight; delicate-looking (thing)
narin
sylphlike
narin
sylphy
narin
slender, slim " yepelek, nazenin; delicate, brittle, fragile, frail
narin
sylphish
narin
slight
narin
fey
narin
subtile
Turkish - Turkish
Tokat'ta yetişen ve yüksek kaliteli şarap veren beyaz üzüm cinsi
Bir üzüm cinsi
NARİN
(Osmanlı Dönemi) İç oda
NARİN
(Osmanlı Dönemi) f. İnce, zayıf, nazik
narin
İnce yapılı, yepelek, nazenin: "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum."- S. F. Abasıyanık. İnce, nazik: "Söğüdün yaprağı narindir narin."- Halk türküsü
narin
İnce yapılı, yepelek, nazenin
narin
Kırgızistan'ın en büyük ve en uzun nehri
narin
İnce, nazik
narince
Favorites