naki̇l

listen to the pronunciation of naki̇l
Turkish - English

Definition of naki̇l in Turkish English dictionary

nakil
transfer

The transfer student in the other class is a super good looking guy. - Diğer sınıftaki nakil öğrenci süper yakışıklı bir tiptir.

nakil
transport

This street is closed for transports of dangerous goods. - Bu cadde tehlikeli eşya nakilleri için kapalı.

nakil
moving to (another residence)
nakil
something which one accepts on faith as being true, something which one cannot objectively or intellectually prove
nakil
move
nakil
devolution
nakil
conveyance
nakil
transfusion
nakil
med. transplanting
nakil
(Hukuk) transit, transmission
nakil
transference
nakil
telling, recounting (a story)
nakil
transcribing; copying
nakil
transport, transportation, transfer; narration; commentary
nakil
transferring (someone) to a new post
nakil
removal
nakil
transporting, transferring, conveying, or moving (something) from (one place) to (another)
nakil işlemi (borsa)
(Ticaret) carry-over
nakil aracı
(Ticaret) means of transport
nakil araçlarının kontrolü
(Ticaret) inspecting means of transport
nakil boru hattı
conduit
nakil borusu
conduit pipe
nakil gemisi
transport ship
nakil gemisi
transport vessel
nakil halinde (bulunan bir malın, seyir halindeki taşıyıcı aracın belirli bir mu
(Askeri) in-transit visibility
nakil supabı
delivery valve
nakil tekerleği
castor
nakil vasıtaları
means of transport
nakil vasıtası
transport vehicle; means of transportation
nakil yapmak
transfuse
nakil çiçeği
phlox
nakil
mucking
nakil
conveyor
nakil
mobilization
nakil
carriage
nakil
(Sigorta) carried forward
nakil
conduit
nakil
(Botanik, Bitkibilim) silene
nakil
transplantation
nakil
convection
nakil
story
nakil
commentary
nakil
transportation
nakil
conveying
biyolojik nakil
(Biyoloji) biological uptake
geçici nakil
(Hukuk) temporary transfer
geçici nakil
temporary removal
güç nakil organları
power train
harekat alanı hasta nakil ihtiyaçları merkezi
(Askeri) theater patient movement requirements center
hava ulaştırma kontrol merkezi; havadan nakil ve ikmal hücresi
(Askeri) airlift control center; airlift coordination cell
nakil
relation
takdir olunmuş nakil kıymeti
(Askeri) agreed valuation
taktik harekat merkezi; tanker uçağı hava nakil kontrol merkezi (TALCE) harekat
(Askeri) tactical operations center; tanker airlift control center (TALCE) operations center
top nakil aracı
(Askeri) transport wagon
tutuklu nakil arabası
patrol wagon
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Yol, tarik
(Hukuk) Nakleden, anlatan,hikaye eden
(Osmanlı Dönemi) Bir yürüme çeşidi
nakil
Gıvışkan otuna benzeyen, kırmızı çiçekli ve kısa boylu otsu bitki
nakil
Anlatma, söyleme, hikâye etme
nakil
Güney Anadolu'da yabani olarak bulunan ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kırmızı çiçekli otsu bir bitki
nakil
Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım: "Boğaziçi hayatında suların ve üstündeki nakil vasıtaları olan kayık, sandal, yelkenli ve vapurların büyük ehemmiyeti vardı."- A. Ş. Hisar
nakil
Aktarma
nakil
Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme
nakil
Güney Anadolu'da yabani olarak yetişen, kırmızı çiçekli otsu bir bitki
nakil
Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
nakil
Göç, taşınma: "İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı."- S. M. Alus
nakil
Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
nakil vasıtası
Taşıma aracı, taşıt
nakl (nakil
(Osmanlı Dönemi) bir bilgiyi kitap ve sünnet gibi kaynaklara dayanarak anlatmak
Nakiller
(Osmanlı Dönemi) NAKLİYAT
naki̇l
Favorites