mucizeli

listen to the pronunciation of mucizeli
Turkish - English
miracle-working, wonder-working, miraculous
mucize
miracle

It's a miracle he wasn't killed in the plane crash. - Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.

It was truly a miracle. - O, gerçekten bir mucize idi.

mucize
marvel
mucize
{i} wonder

Since in this organization they're all chiefs and no Indians, it's a wonder any decisions get made. - Bu kuruluşta onların hepsi patron olduğu ve Hintli olmadığı için, herhangi bir karar alınması bir mucize.

For children, this world is full of wonders and miracles. - Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.

mucize
prodigy
mucize
portent
mucize
theurgy
mucize
thaumaturgy
mucize
godsend
mucize
miracle, wonder
mucize
wonderwork
Turkish - Turkish
Mucize niteliği bulunan
Mucize
tansık
mucize
İnsan aklının alamayacağı olay
mucize
Olağanüstü, şaşırtıcı
mucize
Olağanüstü, şaşırtıcı: "Onların aşkı ve evlilikleri zaten bir mucize değil miydi?"- T. Buğra
mucize
Allah'ın izni ve emri ile yalnız peygamberlerin gösterdiği, özellikle peygamberlere karşı çıkanları ikna etmek, iman etmeyenlerin iman etmelerini sağlamak, inananların imanını güçlendirmek amacı taşıyan olağanüstü işler, hareketler, hâller, tansık. İnsan aklının alamayacağı olay: "Şırınga nasılsa umduğumdan çok daha iyi bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer, bunu benim bir mucizem gibi gördü."- R. N. Güntekin