Tom asla ağzını birşeyi şikayet etmeden açmaz.
 - Tom never opens his mouth without complaining about something.
Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim.
 - I have to help Tom do something tomorrow morning.
Köpeğini besleyecek bir şey almak için biraz paraya ihtiyacı vardı.
 - She needed some money to buy something to feed her dog.
Tom Mary'den yiyecek bir şey alabilmesi için biraz para istedi.
 - Tom asked Mary for some money so he could buy something to eat.
Bir pizza falan sipariş edebiliriz.
 - We could order a pizza or something.
Öğle yemeğin için bir sandviç falan hazırlayacağım.
 - I'll fix a sandwich or something for your lunch.
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
 - I want to tell you something important.
Tom Mary'ye önemli bir şey söylemek istedi.
 - Tom wanted to tell Mary something important.
Olağanüstü bir şey görmek istiyor musun?
 - Do you want to see something extraordinary?
Tatlı bir şey istiyorum.
 - I want something sweet.
Sana küçük bir şey getirdim.
 - I've brought you a little something.