mi̇ski̇n

listen to the pronunciation of mi̇ski̇n
English - English

Definition of mi̇ski̇n in English English dictionary

miskin
A little bagpipe
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Uyuşuk, tenbel, hareketsiz. Zavallı
(Osmanlı Dönemi) Cüzzam hastası
(Osmanlı Dönemi) Fık: Kendi kendini idâre edemiyen, iktisabtan âciz, mal ve mülkü hiç olmayan kimse
MiSKiN
Cüzzam hastalığına tutulmuş olan (kimse)
MiSKiN
Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse). Âciz, zavallı: "Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur"- Yunus Emre
MiSKiN
Çok uyuşuk olan (kimse): "Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü."- Y. K. Karaosmanoğlu
miskin
islam dininden olanların yardımla yükümlü oldukları yoksul kimse
miskin
Çok uyuşuk olan (kimse)
miskin
Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse)
miskin
Cüzam hastalığına tutulmuş olan kimse
miskin
Âciz, zavallı
miskin
(Osmanlı Dönemi) zavallı, uyuşuk, tembel, hareketsiz
miskin miskin
Miskin gibi, miskinleşmiş olarak
Miskin
(Osmanlı Dönemi) AHSEB
mi̇ski̇n
Favorites