Tüm insanlar doğuştan eşittir.
- Alle Menschen sind von Geburt an gleichberechtigt.
İnsanlar aptal hayvanlardır.
- Menschen sind dumme Tiere.
Kadar iki kişinin birbirini aramadan bulmasıdır.
- Schicksal ist, wenn zwei Menschen sich finden, die sich nie gesucht haben.
Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.
- My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old.
Eminim ki halkın seni özlüyordur.
- I'm sure your folks miss you.
Afrika folklorü çok ilginçtir.
- African folklore is very interesting.
Wilhelm Friedrich Radloff, Türk halklarının tarihini ve folklorunu inceleyen ünlü Alman bilim adamıdır ve Tatar halk dastanlarının ilk koleksiyonunu derlemiştir.
- Wilhelm Friedrich Radloff is the famous German scientist who have studied the history and folklore of Turkic peoples and compiled the first collection of Tatar folk dastans.
Benim millet bana onun hakkında hikayeler anlatırdı.
- My folks used to tell me stories about that.
Ben hemen döneceğim, millet.
- I'll be right back, folks.
Bu insanlara bazı içecekler alın.
- Get these folks some drinks.
Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.
- In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.
Tom halk müziği ile çok ilgileniyor.
- Tom is very interested in folk music.
O onların duyarlı varlıklar olmadıklarını düşünüyor.
- He thinks that they are not sentient beings.
İnsanlar bilinçli varlıklardır.
- Humans are conscious beings.
A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Die Katze ist ein Miniaturlöwe, der Mäuse mag, Hunde nicht leiden kann und den Menschen toleriert.
Humans are the vehicles that genes use to propagate themselves.
- Die Menschen sind die Vehikel, die die Gene nutzen, um sich zu vermehren.