O bir tıp öğrencisiydi.
- Sie war Medizinstudentin.
Tıp fakültesine geri dönüyorum.
- Ich kehre auf die Medizinische Fakultät zurück.
O, üniversitede tıp eğitimi almaya karar verdi.
- He decided to major in medicine in college.
Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
- Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
O doktorluktan men edildi.
- He was banned from practising medicine.
Babam doktorluk uygulaması yapmaktadır.
- My father practices medicine.
İlaç tedavisi gerçekten önemli.
- Medication is really important.
İlaç tedavisi işe yarıyor.
- The medication is working.
Ağrı için sana ilaç verebilirim.
- I can give you medication for the pain.
İlaç ve alkol çoğu zaman karışmaz.
- Medication and alcohol often don't mix.
Medicines must have a bitter taste, or else they won't help.
- Die Medizin muss bitter schmecken, sonst hilft sie nichts.