mean, vile, worthless, cowardly, low

listen to the pronunciation of mean, vile, worthless, cowardly, low
English - Turkish

Definition of mean, vile, worthless, cowardly, low in English Turkish dictionary

base
üs

Buraya yakın bir askeri üs var. - There is a military base near here.

Bu üs artık bizim kontrolümüzde. - This base is now under our control.

base
(Kimya) Baz

Biz bazen eylemlerine dayalı olarak diğerlerini yargılarız. - We sometimes judge others based on their actions.

Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır. - Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.

base
{i} alt

Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi. - The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold.

Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar. - Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.

base
{i} kök
base
(fiil) dayandırmak, kurmak, tesis etmek
base
süfli
base
değersiz
base
başlama sayısı
base
(İnşaat) süpürgelik
base
(Arkeoloji) sütun altlığı
base
{f} dayan

Bu hikaye gerçeklere dayanmaktadır. - This story is based on facts.

Onun fikirleri onun deneyimine dayanmaktadır. - His ideas are based on his experience.

base
düzlem

Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır. - Geometry is based on points, lines and planes.

base
merkez

Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır. - Our company's base is in Tokyo.

Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur. - Corsairfly is an airline based in Paris.

base
{s} alçak, adi, rezil
base
(Mühendislik) taban, kaide, temel
base
baseboard süpürgelik
base
{i} başlangıç sayısı
base
{i} depart
base
(Tıp) Esas, baz, temel
English - English
{a} base