Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.
 - One way to get money was to borrow it.
Tom arabanı ödünç almak istiyorum.
 - Tom wants to borrow your car.
Bu sözcük Fransızcadan alıntı yapılmıştır.
 - This word was borrowed from French.
Borçlanmaktan nefret ediyorum.
 - I hate borrowing money.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
 - Mary does not let her sister borrow her clothes.
O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.
 - He never borrows nor lends things.
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
 - I borrowed the dictionary from my friend.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
 - Mary does not let her sister borrow her clothes.
Borçlanmaktan nefret ediyorum.
 - I hate borrowing money.
Araba almak için borç almak zorunda kaldım.
 - I had to borrow money to purchase the car.
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
 - I borrowed the dictionary from my friend.
Arabanı ödünç alabilir miyim?
 - Could I borrow your car?
O, babasına yardımcı olmak için değil ama ondan ödünç para almak için gitti.
 - He went not to help his father but to borrow money from him.
Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.
 - One way to get money was to borrow it.