Turkish - English
Definition of matem in Turkish English dictionary
- {i} mourning
- sorrow
- mourning yas
- lament
- bereavement
- matem tutmak
- sorrow
- matem ayı
- (the month of) Muharram
- matem elbisesi
- mourning dress
- matem elbisesi
- (dul) widow's weeds
- matem elbisesi
- mourning
- matem elbisesi
- weeds
- matem elbisesi giymiş
- in mourning
- matem giysileri
- sables
- matem havası
- mournful or gloomy atmosphere
- matem tutmak
- to mourn
- matem tutmak
- to mourn yas tutmak
- matem tutmak
- mourn
- matem tülü
- crape
- matem türküsü
- keen
- matem çanı
- knell
- matem çanı çalmak
- knelt
- matem çanı çalmak
- sound the knelt
- mezar taşı üzerindeki mâtem figürü
- weeper
- şapka matem kurdelesi
- weepers
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of matem in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Ağlama. Üzüntü veya kederden ağlayıp sızlama. Kederinden yas tutma....Bak! Öyle bir ziya-yı hakikat neşreder ki, eğer O'nun o nurâni daire-i hakikat-ı irşadından hariç bir surette kâinata baksan, elbette kâinatın şeklini bir matemhâne-i umumi hükmünde ve mevcudatı birbirine ecnebi, belki düşman ve câmidatı dehşetli cenâzeler ve bütün zevil-hayatı zevâl ve firakın sillesiyle ağlayan yetimler hükmünde görürsün. Şimdi bak; O'nun neşrettiği nur ile o matemhâne-i umumi şevk-i cezbe içinde bir zikirhâneye inkıl
- Yas: "Camiin methali, minberi, kâmilen siyah matem bayraklarıyla kaplı."- A. İlhan
- Yas
- matem ayı
- Kamer aylarından muharrem ayı
- matem havası
- Bir yerde herhangi bir sebeple ortaya çıkan üzüntülü durum