Bu makinenin zamanı geçmiş.
- Diese Maschine ist veraltet.
Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.
- Die Rechner sind komplexe Maschinen.
Uçak güvenli bir şekilde indi.
- The aeroplane landed safely.
Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.
- The aeroplane must carry some spare fuel.
Uçak zamanında kalktı.
- The airplane took off on time.
Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.
- If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.
Motor çalışırken hissettim.
- I felt the engine running.
Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
- Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
Trenin iki tane lokomotifi var.
- The train has two engines.
İtfaiye arabası yolda.
- The fire engine is on its way.
Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.
- A crowd soon gathered around the fire engine.
Oğlumun bir makine mühendisi olmasını istiyorum.
- I want my son to become a mechanical engineer.
Mühendis makineyi nasıl kullanacağımızı söyledi.
- The engineer told us how to use the machine.