Turkish - English
Definition of lokomotif in Turkish English dictionary
- locomotive
Locomotives come more often than buses do.
-Lokomotifler otobüslerden daha sık gelir.
The locomotive is at the end of the train.
-Lokomotif trenin sonundadır.
- loco
We were wakened by the whistle of the steam locomotive at dawn.
-Biz şafak vakti buharlı lokomotif düdüğü ile uyandırıldık.
Today, the locomotive is pushing the cars in the train.
-Bugün lokomotif, trendeki vagonları itiyor.
- locomotif
- locomotive, engine
- steam engine
- railway engine, locomotive
- locomotive engine
- engine
The train has two engines.
-Trenin iki tane lokomotifi var.
- iron horse
- puffer
- steam
We were wakened by the whistle of the steam locomotive at dawn.
-Biz şafak vakti buharlı lokomotif düdüğü ile uyandırıldık.
- lokomotif deposu
- roundhouse
- lokomotif kazanı
- locomotive boiler
- lokomotif mahmuzu
- cow catcher
- lokomotif makinisti
- locomotive driver
- lokomotif motoru
- locomotive engine
- lokomotif sesi
- (Tıp) locomotive sound
- lokomotif ve vagonlar
- rolling stock
- lokomotif vinci
- jenny
- lokomotif çukuru
- engine pit
- dizel lokomotif
- diesel locomotive
- (lokomotif) su deposu
- feed trough
- dizel elektrikli lokomotif
- diesel electric locomotive
- iki yöne gidebilen lokomotif
- double ender
- itici lokomotif
- pusher
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of lokomotif in Turkish Turkish dictionary
- Vagonları çeken, tekerlekli, buharlı, elektrikli, termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine: "Aynı sene içinde lokomotif fabrikası işletmeye açılmıştır."- F. R. Atay
- Vagonları çeken, tekerlekli, buharlı, elektrikli, termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine
lokomotif
Hyphenation
lo·ko·mo·tifPronunciation
Resimler
History
Favorites