O bir yabancı ile evli.
- She is married to a foreigner.
John Jane ile evliydi.
- John was married to Jane.
Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlenmiştir.
- Lisa Lillien is married to Dan Schneider.
Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.
- Felicja is married to a handsome man called Lazarz.
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.
- I was disillusioned at his married life.
Tom ve Mary'nin on üç yıllık mutlu bir evlilikleri var.
- Tom and Mary have been happily married for thirteen years.
Onlar Noel Yortusu'nda evlendiler.
- They married on Christmas Eve.
Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlenmiştir.
- Lisa Lillien is married to Dan Schneider.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Bence Tom ve Mary evlenmek için çok genç.
- I think Tom and Mary are too young to get married.
... babies, they ought to think about getting married to someone, that's a great idea. ...
... Who someone is married to or the height restrictions on a ...