English - Turkish
Definition of many of the species utter loud notes in the springtime in English Turkish dictionary
- frog
- {i} kurbağa
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
-We dissected a frog to examine its internal organs.
Bu çayır kurbağa doludur.
-This meadow abounds in frogs.
- frog
- çiçekleri dik tutmak için vazo içine konan ağır bir tutucu
- frog
- kordonla kumaş kenarına yapılmış olan düğme iliği
- frog
- rayların çaprazvari kavuştukları noktadaki X şeklinde ray tertibatı
- frog
- at tırnağının içi
- frog
- {i} fransız [kötü]
- frog
- (Hayvan Bilim, Zooloji) kara kurbağası
Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemiyorum.
-I can't distinguish a frog from a toad.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
-I cannot distinguish a frog from a toad.
- frog
- (Hayvan Bilim, Zooloji) karakurbağası
- frog
- {i} iki başlı kas
- frog
- {i} ilik
- frog
- {i} kopça
Related Terms
English - English
Definition of many of the species utter loud notes in the springtime in English English dictionary
- frog
many of the species utter loud notes in the springtime
Hyphenation
ma·ny of the spe·cies ut·ter loud notes in the spring·timeTurkish pronunciation
meni ıv dhi spişiz ʌtır laud nōts în dhi sprîngtaymPronunciation
/ˈmenē əv ᴛʜē ˈspēsʜēz ˈətər ˈloud ˈnōts ən ᴛʜē ˈsprəɴɢˌtīm/ /ˈmɛniː əv ðiː ˈspiːʃiːz ˈʌtɜr ˈlaʊd ˈnoʊts ɪn ðiː ˈsprɪŋˌtaɪm/
Resimler
Favorites