Turkish - English
Definition of mandalina in Turkish English dictionary
- mandarin
She can speak Chinese, but she can't speak Mandarin.
-O Çince konuşabilir ama Mandalina konuşamaz.
In my childhood I had a dog that loved to eat watermelon, mandarins and loquats.
-Çocukluğumda karpuz, mandalina ve yenidünya meyvelerini yemeyi seven bir köpeğim vardı.
- tangerine
Oranges are bigger than tangerines.
-Portakallar mandalinalardan daha büyüktür.
Tangerines contain a lot of vitamin C.
-Mandalina çok miktarda C vitamini içerir.
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: turunçgiller,narenciye) [syn.: mandalina, mandarin] common mandarin, tangerine, clementine
- tangerine, satsuma, or mandarin tree
- tangerine orange
- tangerine; satsuma; mandarin orange
- mandarin orange
Mandarin oranges have a lot of vitamin C.
-Mandalinaların bir sürü C vitamini vardır.
Mandarin oranges are rich in vitamins.
-Mandalina vitamin açısından zengindir.
- mandarin, tangerine
- kumquat
Turkish - Turkish
Definition of mandalina in Turkish Turkish dictionary
- Turunçgillerden, portakala çok benzeyen bir ağaç (Citrus nobilis)
- Bu ağacın tatlı, kokulu, lezzetli meyvesi
mandalina
Hyphenation
man·da·li·naPronunciation
Resimler
History
Favorites