Hiç hata yapmadığımızdan emin olmak için iki kez kontrol ettim.
- I checked twice to make certain we hadn't made any mistakes.
Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows where he needs to go.
Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
- Tom doesn't know what to make of this.
Onunla ilgili ne yaparsın?
- What do you make of that?