mahzen

listen to the pronunciation of mahzen
Turkish - English
{i} vault
prov. cistern
repository
cellar

I have two three-phase power generators in my cellar. - Benim mahzende iki tane üç fazlı güç jeneratörlerim var.

A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill. - Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.

cistern
underground storeroom or depository, cellar
cellar, granary
reservoir
(Mimarlık) crypt
storehouse
reposit
mahzen kirası
cellarage
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Yalnız, ancak, tek
(Osmanlı Dönemi) hazine veya. define gibi şeyleri koruyacak yer; erzak yeri; yeraltı
Yapılarda yer altı deposu
Yapılarda yer altı deposu: "Bakanlığın bu değerli birikimini tozlu mahzenlerden çıkarıp hiç değilse bir defa okumasını rica ederim."- H. Taner
(Osmanlı Dönemi) NEVAD
Mahzenler
(Hukuk) MAHAZİN
mahzen
Favorites