mad; raving; furious; violent; wild and disorderly; distracted

listen to the pronunciation of mad; raving; furious; violent; wild and disorderly; distracted
English - Turkish

Definition of mad; raving; furious; violent; wild and disorderly; distracted in English Turkish dictionary

frantic
öfkeli
frantic
{s} aşırı heyecanlanmış
frantic
{s} ümitsiz

Ümitsiz olmana şaşmamalı. - No wonder you're frantic.

frantic
kendini kaybetmişcesine
frantic
çok acele ve telaşlı
frantic
çılgınca heyecanlanmış
frantic
çılgın

Tom çılgın görünüyordu. - Tom seemed to be frantic.

Tom hava kararmadan önce çiti boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişim yaptı. - Tom made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.

frantic
dellenmiş
frantic
{s} boşuna
frantic
{s} hummalı
frantic
çıIgın
frantic
{s} çıldırmış
frantic
{s} çılgınca

Tom çılgınca mücadele etti. - Tom struggled frantically.

Sağlık görevlileri Tom'un hayatını kurtarmak için çılgınca çalıştı. - Paramedics worked frantically to save Tom's life.

frantic
{s} zıvanadan çıkmış
frantic
{s} çılgına dönmüş
English - English
frantic
mad; raving; furious; violent; wild and disorderly; distracted
Favorites