müzakereler

listen to the pronunciation of müzakereler
Turkish - English

Definition of müzakereler in Turkish English dictionary

müzakere
negotiation

We want to break off this negotiation. - Biz bu müzakereyi bozmak istiyoruz.

After months of negotiations, the peace treaty was completed. - Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.

müzakere
{i} debate

When will the debate take place? - Müzakere ne zaman gerçekleşecek?

müzakere
{i} discussion
müzakere
proceedings
müzakere
negotiate

The extremists refused to negotiate. - Aşırı kişiler müzakere etmeyi reddettiler.

The commander refused to negotiate. - Komutan müzakere etmeyi reddetti.

müzakere
deliberate
müzakere
discourse
müzakere
conference
müzakere
palaver
müzakere
hand holding
devam eden müzakereler
(Hukuk) negotiations underway
müzakere
schoolchildren's working together to prepare their lessons
müzakere
(Hukuk) negotiation, proceedings, consultation
müzakere
consultation, conference, debate, negotiation
müzakere
powwow
müzakere
recitation, oral test (in a school)
müzakere
discussion, deliberation, exchange of views
müzakere
argument
Turkish - Turkish

Definition of müzakereler in Turkish Turkish dictionary

MÜZAKERE
(Hukuk) Görüşme

Sorun, Tom'un görüşmeye tamamen gönülsüz olması. - Problem, Tom'un müzakereye tamamen isteksiz olması.

MÜZAKERE
(Osmanlı Dönemi) Bir iş hakkında konuşmak, bir iş için önceden danışıp görüşmek
MÜZAKERE
(Osmanlı Dönemi) Talebenin derse çalışması. Bak: Münakaşa
müzakere
Bir konuyla ilgili görüşme, danışma
müzakere
Sözlü sınav
müzakere
Etüt, mütalaa
müzakere
Bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunma, oylaşma: "Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim."- Atatürk