mübareklik

listen to the pronunciation of mübareklik
Turkish - English
blessedness
{n} happiness, content, joy, holiness
The state or condition of being blessed, holy
{i} happiness, felicity, good fortune
a state of supreme happiness
The state of being blessed; happiness; felicity; bliss; heavenly joys; the favor of God
mübarek
sacred
mübarek
venerable
Mübarek
mubarak

Almost all the world condemns Hosni Mubarak because he made the Egyptian people poor. - Tüm Mısır halkını fakirleştirdiğinden dolayı neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i kınıyor.

mübarek
a blessed
mübarek
(something) that gives happiness or prosperity
mübarek
saintly
mübarek
blessed, enjoying divine favor; holy, sacred; auspicious; beatific
mübarek
holy
mübarek
blessed, holy, sacred kutsal
mübarek
(Konuşma Dili) blasted, confounded
mübarek
saintlike
mübarek
(Konuşma Dili) the blasted thing; the confounded fellow. M
mübarek
blest
mübarek
blessed

Blessed are those who give without remembering and take without forgetting. - Mübarek hatırlamadan veren ve unutmadan alandır.

mübarek
drat
mübarek
blighter
Turkish - Turkish

Definition of mübareklik in Turkish Turkish dictionary

MÜBAREK
(Osmanlı Dönemi) Beğenilen, kendisine kızılan ve şaşılan kimse veya şey
MÜBAREK
(Osmanlı Dönemi) İlâhi hayrın bulunduğu şey. Bereketlenmiş, çoğalmış. Bereketli, uğurlu. Hayırlı. Mes'ud
Mübarek
(Osmanlı Dönemi) SUUD
Mübarek
(Osmanlı Dönemi) YEMİN
Mübârek
(Osmanlı Dönemi) MERNUSA
mübarek
Kutlu, uğurlu, kutsal
mübarek
Kızılan, şaşılan (kimse veya şey): "Ne de hafıza vardı mübarekte, neler de anlatmazdı."- H. Taner. Çok saygı duyulan
mübarek
Verimli, bereketli
mübarek
Beğenilen, sevilen şeyler için söylenir
mübarek
Kutlu, uğurlu, kutsal: "Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler."- O. C. Kaygılı
mübarek
Çok saygı duyulan
mübarek
Kızılan, şaşılan kimse veya şeyler için alay yollu kullanılır
mübârek
(Osmanlı Dönemi) İlâhî hâyrın bulunduğu şey, bereketlenmiş, uğurlu, hayırlı, çoğâlmış
mübareklik
Favorites